ÇOCUKLAR VE BOŞANMA
Boşanmanın etkileri, çocuğun yaşına, ileride kim ile kalacağına, boşanma olayı öncesindeki ve sonrasındaki hayatına bağlıdır. Yaşa bağlı olarak farklı şekilde etkilenmeler görülmektedir. Bunların arasında çocuğun altıncı ayından sonraki boşanmalar da eğer çocuk anne yanından alınıyorsa ciddi problem yaratılmış olur. Bununla beraber eğer çocuk üç ile altı yaş arasındayken anne ve babadan ayrılıyor ise ciddi ruhsal sorunlar çıkması muhtemeldir. Bu sorunların ömür boyu sürmesi de ihtimal dahilindedir.
Çocukların düşünce yapıları soyut değildir. Bu nedenle boşanma kavramını henüz düşüncelerinde oturtamazlar. Bu dönemlerde çocuk yedi yaşından küçük ise neler olduğunu anlayamaz. Anne baba da buna ek olarak açıklama yapmadan ve karşılıklı kötülemeler ile olayı içinden çıkılmaz hale getirebilir. Çocuk somut düşündüğü için hem anneyi hem babayı sürekli yanında görmek isteyecektir. Bu istekleri yerine gelmediği taktirde davranış değişiklikleri sergileyebilirler. Bunlara örnek olarak çevreye karşı saldırgan davranışları ve içine kapanma ya da tam aksine anne – baba eksikliğini rahatsız edebilecek kadar sosyal olarak gösterme davranışları verilebilir.
Ayrılma durumlarında çocuk eğer iş dolayısı ile görülmeye gidilmediyse, çocuk bunu kendi düşüncesinde farklı yorumlayabilir, çocukta artık sevilmiyorum algısı oluşabilir. Açıklamalar net ve doğru ifadelerle yapılmalıdır. Bazen de çocuklar anne baba ayrılığından kendilerini sorumlu tutabilirler. Herhangi bir tartışma konusu çocuk yüzünden çıktı ise çocuk bunu unutmaz ve bir çok kötü sonuca sebep olduğunu düşünebilir. Çocuk ile konuşulması, mümkünse empati yapılarak neler düşünebileceği hesap edilerek karışık olmayan açıklamalar getirilmelidir.
Çocuklar zaman zaman başkalarının cümlelerini eğer kendileri ile özdeşleştirirlerse o cümleyi kendileri kurmuş gibi yaptırabilirler ve hislerini karşısındaki büyüğüne fark ettirmeden yanlış geçirebilirler. Bunların nedeni ise çocuk anne ya da babayı model alıp ikisinin birbirleri hakkında suçlayıcı ifadelerini kendi düşünceleri sanmalarıdır.
Çocuklar ancak kendi istek ve arzuları tatmin edilince içinde bulundukları sıkıntılı durumdan kurtulabilirler çünkü küçük yaştaki çocuklar bu tip sorunlarla nasıl mücadele edeceklerini bilmezler ve üzüntü, kırgınlık, korku, kaygı gibi duyguları ile başa çıkamazlar. Bu duygulardan kurtulamamalarının nedeni ise o duygular ile daha önce bu kadar yakınlaşmayıp hissettikleri şeyin ne olduğunu bilmemektir.
Çocukların bu duyguları yenmeleri için ebeveynlerin yapması gereken olay yaşandıktan sonra bir çare aramak yerine tedbir alınıp net bir karara varmaları olacaktır. Çocuk üzerinde boşanma muhakkak bir etki yaratacaktır ancak bu etkiyi en aza indirmek temel amaç olmalıdır. Bu nedenle fevkalade durumlar haricinde mümkün ise çocuk altı yaşından küçük ise anneden ayrılmamalıdır.
Çocuğun yaşı büyüdükçe olayları kavrama oranları artacak ve ciddi sorunlar daha aza inecektir. Örneğin yedi ile oniki yaş arasındaki çocuklara bakarsak onlar sosyal ortama daha çok girdikleri için okul yaşamında bulundukları için anne babanın mutsuzluğunu daha rahat anlayacak ve bu duruma fazla tepki vermeyeceklerdir. En azından kabullenebilme durumu söz konusudur. Ebeveynlerin birbirleri hakkındaki düşüncelerini dinlerken de eskisi kadar etkilenmez, kendi düşünceleri doğrultusunda ilerlerler. Bu yaş çocukları kendilerini ifade edebilme kabiliyetindedirler. Bu yaştaki çocuklar varken boşanma söz konusu ise çocuk hangi bireye kendini daha yakın hissediyorsa orada kalmasına izin verilmelidir. Bu konuda anne ve baba karar veremiyor ise çocuğun davranışlarında bunalmışlık, sıkılmışlık, öfke, sinirlilik, sosyal çevresinde agresif tutumlar hakim olacaktır. Çocuğun kararı doğrultusunda tercih edilmeyen ebeveyn tarafından suçlanmamalıdır.
Çocuk istediği zaman hem annesini hem babasını görebileceği ortam yaratılmalıdır.
Psikolog Eda Nergis ŞAHİN 0533 373 81 23